Çarşamba, Eylül 20, 2006

Yalova & Yalova


Yalova maceramı anlatacağımı söylemiştim, ben anlatana kadar unutmuşum bile, neyse kısaca geçersek olur inşallah.

Herşeyden önce kuzen Yaşar'ın kolleksiyonu olan çakmakları yayınlamalıyım, yoksa bana çook kızar...

Eğer ayıp çakmağınız varsa buraya iyi bakmalısınız :)




Halamın Yalovada mükemmel bir evi, o mükemmel evin birde mükemmel manzarası var...




Resimdeki şahıs halamın eşi Mehmet Dayımız ( biz hala eşlerine dayı deriz de ) sağolsun çatlarcasına yedirdi bizi ( bu konuda uzman ). Birde kendi bahçelerinden topladıkları mısırları pişirdik, böyle lezzet olamaz. Mısırın suda pişmişini fazla sevmem, ateşte olanına bayılırım. Ayy nasılda canım çekti haa...




Yemeye yetiştiremediğimiz yerde biriktirdik sonra yedik :)




Yemek ziyafetimizi hem yiyerek ve hem izleyere bize eşlik eden kediciğin şık pozu :)




Eeee bize yol gözüktü. Feribotu kaçırmamalıyız dimi? Halam sağolsun bi valiz hazırlamış bahçe mahsullerinden ki sormayın. Hadi feribota onlar götürdü bizi, biz eve nasıl gideceğiz sonra hı ? Neyse hallettik onuda, sağ salim ewe ulaştık vesselam.




Çok güzel bi gündü, halamın sevinci bizide çok mutlu etti. Allah sevinçlerini daim etsim halacım...

Perşembe, Eylül 07, 2006

Umre ( Bir Düş Gibi )



Berat kandili hasebi ile size umre maceramdan bikaç acemiice fotoğraflar yayınlayayım dedim, Allah herkese nasip etsin, bu gece bağışlananlardan olursunuz inşallah....

..:: Berat Kandiliniz Mübarek Olsun ::..

2 sene önce bi umre maceramız olmuştu. Ramazan ayının son 10 gününü o mübarek beldelerde geçirdik o sene. Zaman kısa olduğu için fazla fotoğraf çekemedim, hem vakitler çok kıymetli hemde acemi olduğumuzdan boşa zaman geçirmemeye gayret ettik.

Şimdi turumuza başlayalım, Önce Medine 'ye indik ve burası peygamber efendimizin kabristanının olduğu Mescid-i Nebevi...













Medine deki otel odamızdan manzara...










Gece...




Mekke deki otel manzaramız, gece...




Kabe'ye giriş 1. kapı...




Kabe'nin çevresinden...




Arafat dağı...




Arafat dağının tepesinden manzara...




Hira dağı. Burada rehber hocamız bize anlatırken çok etkilenmiştim ben...





Hz. Hamza'nın kabristanın yanında bulunan mescid...




Okcular tepesi manzara. Okçular tepesi deyince aklıma Dursun Ali Erzincanlı'nın Uhud adlı şiiri aklıma geliyor, dinlemenizi şiddetle öneririm ( şiiri buradan bulabilirsiniz ). Beni hep ağlatır, çok etkileyici bi sesi var..







Burasıda iki kıblesi olan mescit...










Quba mescidi...




Bir mescidin bahçesi...




Bir ağaç, salkım salkım hurma var üzerinde. Biz gittiğimzide hurma zamanı geçmişti, yinede biraz kalmış. Yanlız bi yaş hurma var ramazanda dağıttılar her iftar, onun tadı unutulmuyor hiç hemde hiç...




Bu şelale, fotoğraf karesinin sonuna kadar ( benim gördüğüm kadarı ) devam ediyor, yapydır...




Orada minarelerin yapısı çok farklı, ben çok sevdim görünüşlerini...




Paşaların kaldıkları oteller... miş...




Burasıda meşhur bi alış-veriş merkezi...




Dönüş için Cidde'ye gidiyoruz...

Arab harf karakterlerine bayılıyorum ben. Özelliklede cep telefonunda nasıl mesaj yazıyolardı merak ediyodum ve gördüm çok sevimli yaa. Duvar yazılarını -biri hariç- tercüme edemeyeceğim, Elhamdulillah ( Allah'a hamdolsun ) demek :) desenize bunu herkes bilir. Güya arapça öğreniyorum, yaw ben hiç bişe öğrenememişim ki :( ..




Yolda giderken belli aralıklarla bu levhalardan vardı. Bunlar öyle şehir, ilçe adı falan değil, bunlar yolda boş konuşmayıp Allah'ı zikretmek için konulan tabelalar ( benim anladığım bu )... Sırası ile önce Sübhanallah çıktı sonra Elhamdulillah, Allahuekber ve bu resimdekide Ezzikrülillah ( Allah'ı zikredin -anın, gündemde tutun- ) anlamında.













Çok acemi olduğumuzdan fazla güzel kareler yakalayamadım, kare olsa makine yoktu makine olunca şarjı yoktu falan, bayağı zorlandım. Bidahaki ( inşallah olursa tabi ) daha güzel olacak...