Cuma, Aralık 10, 2010

Australia Macerası -3-


Bu post u bir hafta önce hazırladım tam yayımlamak istedim bi kaza oldu tümünü sildim. Çok fena şok oldum. Tekrar yayımlamaya konsantre olmak bi hafta sürdü.
Ve başlayalım bakalım...



23 eylül 2010 perşembe akşamı Esra'nın eltisi Havva bizim için barbekü daveti yaptı. Bizde tabi iştirak ettik. Yemeğe giderken karşı yöndeki trafiği ( bu görüntüyü özlemişim bana istanbulumu hatırlattı ) fotoğrafladım. Ama bu öyle böyle bi trafik değildi 15-20 km kadar uzunluktaydı. Ahh öyle istanbul'da olaydıııı hemen isyan çıkarırdık. Saatlerce o kazayı toparlayamadılar ( böyle yazmasam iyi olurdu ama napiiim içimdede kalamsın ) Australia'nın nüfusunun toplamı neredeyse istanbul kadarmış. Bunu duyunca çok şaşırmıştım. Türkiye'nin çok katı büyüklüğünde ama çölleride var tabi. Neyse biz konumuza dönelim...



Yemekten sonra mangalda kalan közle Hülya'cım ( Esra'nın görümcesi ) bize marshmallow kızarttı ( közledimi desem )...





25 eylül 2010 cumartesi akşamı ( gündüzünde ne yaptığımızı hatırlamıyorum, not ta almamışım ) neyse, elebaşı Esra önderliğinde ( ben ona Auburn kurdu diyorum ), Australyaya mesleki ingilizce öğrenmek için geçici süre orda bulunan Birgül'ün doğum gününe katıldık...



Araplara ait olan HRT&HRT adlı mekan fena bi yer değil...



Gece bitti...



Bu gün 26 eylül 2010 pazar. Esra'ların da tezgahı olan Sydney Market e gideceğiz. Sabah kahvaltıda Esra bize katoomba hazırlamıştı. Hoş katoomba orada bi yerin ismi, bu bezeninde fabrikası orda galiba ondan firmanın ismide bu. Bizim bildiğimiz bezenin yağlanmış hali dondurulmuş ve çiğ olarak satılıyor, alıyosun bi zahmet pişiriyosun. Henüz afgan ekmeğini keşfetmemiştik değişik değişik yiyoduk hersabah ne güzel. Bi keşif sonucu sabah akşam yağlanmış afgan ekmeği yedik yahuuu....



Arabaya bindik hazırııız...





Yolda giderkene...





Yukarda Sydney markete giriş kapısı...
Aşağıda, otoparktan inerken devasa marketin D bloku. Bizimkilerde orada...





Aborjinlerin yerli müziklerini daha çok sevdim ama buda güzeldi. Kızılderelilerin müziklerinden çok yerel kıyafetleri daha güzel :) burda giymemişler tabi :)



Sebze pazarı. Bizim pazarcılarımız nasılda özene bezene diziyolar, burası karışık karmaşık pahalı ama şeçme özgürlüğün var :)



İşte market, yani kapalı pazar :)



Ve Esra'ların tezgahı. Valiz ve oyuncak tezgağı. Valizlerin başındaki eniştepomuz :P
Alttaki fotoğrafta oyuncak tezgahları. Hülya ve İbrahim de buradan sorumlu...





Ve oyuncak tezgahının tanıdık virüsleri. Tüm oyuncakları deneyip en çok beğendiklerini alıp çıktık. Onlar burada oyuncak denedikleri sırada biz tüm pazarı gezdik ve alış-veriş yaptık...




Taşımakta zorlansa da hiç şikayet etmedi :)



Ertesi sabah 27 eylül 2010 pazartesi, yeni oyuncaklarıyla oynamaya doyamadıkları bi an :)



Kahvaltımızda şekillendirilmiş yumurta var. Bu gün 27 eylül 2010 Paramata'da ki bi alışveriş merkezine gidiyoruuuuuz...



Gittiğimiz alış-veriş merkezinin adı Westfield Shopping Centre...



Avm nin içinde çektiğim bi foto. yaklaşık yarım saat sonra yanımıza güvenliğin gelmesine sebep oldu. Biliom burada da yasak ama unutmuşum işte. Küçük makinelere bişe demiolar onlar fotoğraf çekmiyomu? Allah- Allah !!!



Shopping centre lara katlanmalarının tek sebebi bu oyuncaklar :)))





Eve bitkin dönüş, hayret uyuya kalmadılar...





Öyle hemen işimiz bitermi. Spotlight a uğramamız gerekiyordu. Zeynomun bakışına bakın yazık yaa minik polyannam benim...



Eve döndük dinlendik akşam yine dışarı çıktık. Buradada meşur olan hamburgerciye gittik. Hiç sevmem ama orada helal sertifikaları olunca tüm müslümanlar gitmeyi seviyor. Neyse alışkanlık yani. Çocuklarda oyuncaklara bayılıyor ...
Çok şükür yazabildim başına bi hal gelmeden hemen yayımlayayım. Gelecek yazıda Cabramata, Auburn ve Bankstown ve belkide fazlası olacak...

Australia Macerası -2-


Bu post daha çok ana sayfanın içeriğine uyduğunda orada yayımladım. İşte link TıKLaYıN ...