Perşembe, Ağustos 24, 2006

Köyümden Manzaralar


Arşivimi karıştırırken bulduğum köy resimlerini geçte olsa yayınlamak istedim. Arşivimi karıştırmak ta aklıma nerden geldi bilin bakalım. Geçen gün blogları gezerken birde ne göreyim, Nilüfer arkadaşımız bi yarışma düzenlemiş ama ben geç kalmışım resim yollamada, 'tekrar yapamımısın' diye sorduğumda 'yapabilirim' dedi. Bende hemen bi arayışa başladımki sormayın. Bi kaçtane buldum, eğer tekrar öyle bi yarışma düzenlerse Nilüfercim, katılmayı düşünüyorum.

Şimdi başlayalım bizim köyü gezmeye..

Alltaki resim evimizin ( babamların ) arka bahçesinden çekilmiştir... Azıcık evde girmiş fotoğrafa...




Evimizin 2. kat balkon manzarası...




Evimizin 2. kat balkon manzarasının devamı...




Evimizin bahçesindne çayır, bizim orada ise çayluk ( çaylık ) derler...

6


Amcamların eve giderken bir manzara, bizim evin arkasıda çıkmış ( en yakın olan )...




Amcamın evinden manzara...





Amcamı ve eşini 17 ağustos 99 depreminde kaybetmiştik, geçenlerde de genç yaşta oğlu vefat etmişti, hatırlarsanız Oktay Sarı diye bahsetmiştim. O sene Oktay abim yaşıyordu tabi. Onların eve çıkınca kendimi çok kötü hissettim, kimsecikler yoktu oralarda. 'Amcam yaşasaydı muhakkak gelirdi' köyüne diye düşünmüştüm o zaman. Şimdi ise o eve gidilmez, her yanı anı...

Amcamında evinin fotosu vardı ama kaybetmişim bulamadım, oğullarından istedim oda şimdilik bulamadı ama bulursa bana yollayacak bende yayınlayacağım. Evin resmi yerine karadenize özgü bi meyve olan karayemiş resmi yolladı bana (netten alıntı olabilirmiş ). Bir canım çekti anlatamam. Üzüm salkımı gibidir ama tadı çok farklıdır, üzüme benzemiyor yani...
Devamı olacak...
Yorumlarınızı bekleyeceğim....

Pazartesi, Ağustos 14, 2006

Kızılcahamam Macerası...


Ankara Kızılcahamam'a gittiğimden daha önce bahsetmiştim. Şimdi oradaçektiğim resimlerden cicilerini yayınlamak istedim...

Bu şahıs ( babam olur kendisi ) bizi yüksek stres altında götürmüş resmen yaa. Pedallardan pek hoşlanmıyoda :) Sağ salim burada olduğumuz için binlerce şükür...



Hiç araba kullanırken bağdaş kurduğunuz oldumu? Sakın denemeyin...



Giderken...



Kara gözüktü. Asya Kızılcahamam Termal Tesisleri...



Bunlar Park Evler, biz görmüş olduğunuz resimdeki kısaboylu olan blogta idik. Tesislerin tam ortası merkezi biyerdi yani...



Diğer evler...



Diğer Evler...


Bizim bulunduğumuz evin manzarası...


Zaaman tünelinden ( bunu ben uydurdum, bir binadan diğerine geçmek için yapılmış bi tünel ) manzara....



Şirin bi köprücük, süs havuzunun üzerine yapılmış...



Süs havuzu...



Tepeden akşam üstü kızılcahamam...




Süs havuzu gece...




Zaman tuneli, gece de çok bi hoş gözükmüş diiimii?...




Mescidin mükemmel kapısı. İçide çok güzel, tavanı öyle bi yapmışlarki yıldızların altında gibi hissediyorsun kendini. İçerininde resmini çektim ama becerememişim güzel olmadı...




Mescidin mini şadırvanı akvaryumlu...




Çalışkan balık, bu zavallı balık ( turuncu olandan bahsediyorum ) sabahtan akşama kadar akvaryumun içindeki kumları ortasından kenarına taşıyor. Nedeni ise bilinmiyor ve bunu gizli yapmaya çalışıyor. Ortadan aldığı kumları biz bakarken asla bırakmıyor kenara. Bizde ona bakmıyor numarası ile onu yakaladık. Utanıyor galiba...




Asya termal tesislerinden çıkıp Kızılcahamam merkezine gezmeye gittik. İlçe merkezindeki şelaleye bi kaçtane maket gemi yerleştirmişler. İşleri oldukça zor görünüyor. Tırmanmaya devam :)




Esin ( kardeşim )'in objektifinden...




Buda benden...




Tesislere geri dönerken yol üzerinde gördüğümüz bir su reklamı, dev bir damacana...




Aslında 15 günlük olan tatilden, annemi orada bırakarak biz 4 kardeş geri İstanbul'a döndük. Keşke esra'da ( Australia'daki kardeş ) olsaydı çok zevkliydi hem tatil hem yolculuklar, aslında yokda sayılmazdı çünki hep dilimizdeydi varmışcasına...




Dönerken...




Uzun bi yolculuktan sonra İstanbul'a geldik. İnanın aklım orada kaldı. Hayır annemde değil biz oradan ayrılırken babamda İstanbul'dan ayrıldı. Biz varınca oda vardı. Benim aklım yüzme havuzunda ( tam öğrenmişken bırakıp geldiğimden heralde )ve fitness salonunda ( bünyem tam alışmışken yani artık hiç bi yerim ağrımıyordu son günlerimde, birazdaha kalsaydım keşke ) ençok bunları sevmişim galiba. Şunuda yazmak istiyorum, müthiş saygı ve ilgi var konaklayan misafirlere. Ayrıca temizlik ve güvenlikte benden tam not aldı yani. Amaan eleştirmen gibi konuştum yani haa...
Orada iki cici arkadaşla tanıştım, Tuba ve Aysel. Görevleri nedeniyle orada oluyorlar her hafta sonları. Nasıl dayanıyorlar bilmem herhafta İst.'den Ank.'ya... Onlara kolay gelsin ve yine görüşürüz inşallah diyorum...